İnsanoğlu binlerce yıldır beslenmek için gıda üretiyor. Bunu için kimi zaman bir taş değirmenin altında buğday ezerek, kimi zaman evcilleştirdiği hayvanını çifte sürerek, veya yanı başından akan derenin gücünü kullanarak yapıyor. Yaşadığı doğa ile uyumlu şekilde gıdasını üretmek için doğadan hep faydalandı insanoğlu. Ürettiğini en iyi koşullarda saklayacak yöntemler geliştirdi. Yaptıklarını doğa ile barışık yaparken ürettiği gıdanın niteliğini ve özelliğini korumayı başardı. Yediğinden böylece hep gıdalandı. Bu bilgisini bu mirasını kendinden sonra gelene aktardı. Sonra gelen nesiller hem eski üretim yöntemlerinden faydalandı, hem de yeni ekolojik yöntemler geliştirdi. Ta ki günümüz modern insanı daha çok üretme hırsına düşüne kadar. Niteliğin önemli olduğu kadim üretim birikimleri çağımıza ulaştığında, geliştirilen yöntemlerin amacı nicelik olmaya başladı. Üretimde fazla ürün elde etme isteği kaliteyi besin değerini haliyle düşürdü. Bizim eskisi gibi zeytin yağımız taşta sıkılıyor, unumuz taşta öğütülüyor, sirkemiz doğal fermente ediliyor, ekmeğimiz ekşi mayalanıyor, ve daha birçok ürünümüz kadim üretim yöntemleri ile üretiliyor.
Geleneksel Üretim Yöntemleri ile üretilen ürünün farkı ne?
Örneğin taş değirmen tahıl unlarımızı ele alalım. Un metal modern değirmenlerde öğütülürken sıcaklık öyle artar ki yararlı çoğu besin maddesi o sıcaklık ile yok olur. Ayrıca kepeği ayrılan unda nişastadan başka pek birşey kalmaz. Bütün değerli vitamin, mineral ve aminoasitler kepekle beraber gider yok olur. Taş değirmende öğütülen unlarda sıcaklık belli bir sınırı aşamaz, kepek una karışır. Un gıda olur. Aynı örnek zeytinyağımızda da geçerlidir. Taş baskı yöntemi en eski soğuk sıkım yöntemidir aslında. Zeytinyağını koruyan eşsiz kılan polifenoller ve değerli yağ asitleri soğuk sıkım taş baskı yöntemiyle korunur. Tabi sıcaklığın arttığı kombine sıcak sıkım üretimlerde çok daha fazla yağ çıkar. Ancak nicelik artmış, nitelik kaybolmuştur. Bu örnekleri diğer ürünlerimizde de çoğaltmamız mümkün. Her gıdanın doğal elde edilme yöntemi, gıdayı, günümüz endüstriyel yöntemlerine göre, bizler için daha faydalı kılıyor. Sindirim zaten vücudumuz için çok zor bir iş, bu uğraşa değecek gıdalar tüketmeliyiz.